22 Kasım 2012 Perşembe

2012'de Işık devrine geçiş yapıyormuyuz?






21 Aralık 2012 tarihi yaklaştıkça bu konuyla ilgilenenleri bir telaş aldı. Hem dünyada, hem de ülkemizde 21 Aralık gününden maksimum ticari faydayı nasıl sağlarız düşüncesiyle bir sürü etkinlik oluşturulmuş durumda. Yucatan-Mexico da değil otel odası, parkta yatacak bank bulmak mucizelere kalmış durumda. Türkiye’de de durum farklı değil. Enerjisi yüksek diye bilinen dağlar, adalar ve benzeri yerler spiritüel etkinliklerle doldurulmaya çalışılıyor. Sanırsınız o gün gerçekten olağandışı bir şey yaşanacak ve bu kişilerin yanında olmak çok büyük bir şans. Sizi ancak onlar kurtarır. O gün tüm dünyada “toplu meditasyon” ve “birlikte yeni bilince hazırlanmak” gibi deneyimler yaşanacak. “Yanımızda olursanız güvende olursunuz!”, “Gelin sizi yeniçağa insiye edelim, birlikte foton kuşağını karşılayalım” sloganları da bu yüzden almış yürümüş durumda.

Gelin biz önce Mayaların torunlarına kulak verelim!...
Mayalar'ın bugünkü torunları bu söylentilere ve kehanetin yanlış yorumlanmasına isyan etti. Guatemala'da yaşayan Maya kökenlileri temsil eden Oxlaljuj Ajpop adındaki topluluğunun lideri Felipe Gomez konuyla ilgili sert bir açıklama yaparak "Aldatmaca, yalan ve gerçeğin çarpıtılmasına karşı sesimizi yükseltiyoruz, takvimimizdeki zaman döngüsü hakkında söylenenler doğru değil" dedi.
Kıyamet günü ile ilgili yapılan turistik faaliyetler de eleştiren Felipe Gomez, bunun Maya Kültürü'ne yapılan bir saygısızlık olduğunu belirtti.
Şimdi de tespitleri paylaşalım. Öncelikle 21 Aralık 2012 tarihi, maya takviminin sonu değil, döngüsel uzun sayım takviminin 13 Baktumdan oluşan kısmının son günüdür. Yani zamanın sona ermesi veya maya takviminin sona ermesi gibi bir durum yok.

Felaket senaryosu peşinde olan veya içinde bulunduğumuz çağla psikolojik savaşı yürütemeyenler, 13.Baktumun bu son gününde (ki 21 Aralık gündönümüdür: güneşin dünyaya en uzak olduğu an) yeniçağa geçecek olan insanoğlunun bir felaket yaşayacağına inanıyor. Diğer bir kısım görüşte bu tarihte insanlığın büyük bir atılım yapacağını savunuyor. Bazı kaynaklarda bu tarih foton çağına geçiş olarak adlandırılmakta. Peki, nedir foton çağı?

Foton çağı teorisine göre;
Foton Kuşağı güçlü elektromanyetik radyasyona sahiplik eden yoğun bir uzay boşluğu ve bazı x-ışınlarını da içermekte. Galaksi içerisine akan manyetik bir ışık olarak ta tanımlayabiliriz. Foton Kuşağının merkez alanına girilmesiyle birlikte yaşanılması beklenen fiziksel ilk etkileşimler ise yayınlanan birçok raporda şu şekilde sıralanıyor.

Altı gün içinde Dünya tamamen değişecek.

1. gün: 21 Aralık 2012'de kör bölgeye giriş, tüm canlıların beden tipinin değişmesi, hiçbir elektrik aygıtının çalışmaması, tam karanlık.
2. gün: Atmosfer basıncının düşmesi, herkesin kendisini şişmiş hissetmesi, Güneş'in yeterli ısıtamaması, dünya ikliminin soğuması (buzul çağı soğuğu).
3.-4. gün: Atmosferin şafak vakti gibi sönük bir ışıkla aydınlanması, foton etkisinin başlaması, foton enerjili aygıtların çalışabilir hale geçmesi, yıldızların yeniden gökyüzünde belirmeleri.
5.-6. gün: 24 saatlik gündüz devresine giriş, kör bölgeden çıkıp ana foton kuşağına giriş, tüm canlıların güçlenip zindeleşmeleri, dünya ikliminin ısınması, foton ışınıyla çalışan gemilerin uzayda yolculuk yapmaya başlaması, telepati, telekinezi gibi psişik yeteneklerin ortaya çıkışı (uyanış, süper bilinç).
Bu teoride 2012'de Işık devrine geçiş yapılacağı söyleniyor.
Şu anda karanlık dönemin sonunda olduğumuz ve bu dönemin 2012'de son bularak 2000 yıllık "ışık" devrine geçiş yapılacağı söyleniyor. Yıldız aktivasyonu güneş sistemimizin Pleiades (Alcyone yıldızı), Sirius, Arcturus, Orion ve Andromeda ile aynı sıraya dizilmesi ile başlayacak.
Yaşanılacağı tahmin edilen en büyük deneyim ise, bu kuşağa girildiğinde, şu anda bulunduğumuz 3. boyuttan 5. boyuta yükseleceğimiz. Bu sıçrayış elbette ki beraberinde birçok farklılık ve mutasyonlar getirecek.
Oluşacağı beklenen bu foton etkisi çok önemli, zira bize yeni bir enerji kaynağı sunacak. Bu kaynak, doğal olarak fosil yakıtlara bir son verecek ve bunun sonucunda da tahmin edildiği üzere daha yaşanılabilir bir dünya oluşturulmuş olacak.
Astrofiziksel hesaplamalara göre Foton Kuşağı'na saatte 208.800 km hızla gireceğiz. Kuşağın enerjisi fiziksel sonuçların yanında eterik ve spiritüel anlamda da kendini gösterecek.
“Bilimsel veriler, ciddi ve hızlı bir değişim olduğuna işaret ediyor.”
Rus bilim adamı Dr.Alexey N.Dmitriev'in çalışması gösteriyor ki gezegenlerin atmosferleri, gezegenlerin kendileriyle birlikte büyük bir hızla değişim geçiriyor. Örneğin Mars atmosferi zamanla daha kalınlaşıyor, Ay kendi atmosferini oluşturmakta. Ya da bu tarz bir değişimi kendi gezegenimizde görebiliyoruz; atmosferdeki HO(hidroksit) oranı daha önce hiç ölçülmediği kadar fazla.
Dr.Dmitriev'e göre “Şu anda Güneş Sistemi'nde yaşanılan enerjisel değişimin tek olası sebebi farklı - daha yüksek olan bir enerji alanına giriyor olmamız olabilir. Bu yüksek enerjiye geçişin sonucunda 2 sarmallı DNA yapısı hızla mutasyona uğrayarak 2'den 12'ye çıkabilir.”
Doğrusu ne olacağını kimse bilemez. Ne hiçbir şey olmayacakmış gibi yaşamak doğru, ne de mucize beklentisiyle birilerinin peşine düşmek. Bu bilinç evriminin milenyumdan beri hızla geliştiğini izleyen biri olarak, bu gelişimin daha uzun yıllar süreceğini düşünenlerdenim.
Aslında tüm bu bilgiler gerek entelektüel, gerekse ruhsal boyutta bize hiçte yabancı değildi. Bunların hepsi asırlardır bekleniyordu. Kutsal kitaplarda, başta Sümerler olmak üzere kadim medeniyetlerin yazıtlarında her zaman karşımızdaydılar. Şimdi ise sadece bu değişime tanık oluyoruz ve yeni dönemin getirdiği farklılıklara yaşamlarımızı adapte etmeye hazırlanıyoruz.
“Bu sadece 21 Aralık 2012 de olacak bir şey değil, insanlık buna binlerce yıldır hazırlanıyor.”
Unutmayın herkes önce kendisini, sonra başkalarını kurtarabilir. Gün ışığının her yıl 21 aralıkta olduğu gibi karanlığa dur dediği ve yavaşça uzamaya başladığı bu gün dönümünü, benim tavsiyem kendini kurtarıcı gibi gören kişilerin kamplarında meditasyon yaparak geçirmektense, sıcacık evinizde sevdiklerinizle birlikte geçirin. Ben öyle yapacağım. Elektrikler kesilmese de kapatıp, mum ışığında geçmişteki güzel günlerden konuşacağım, gelecek güzel günlerle ilgili hayaller kuracağım.
Aşkla kalın,
Kartal ÖZAL
PDR ve Davranış Bilimi Uzmanı