30 Ağustos 2013 Cuma

Ölümden öte köy var mı? - 1

Sevgili dostlar uzun bir dönem sonra nihayet tekrar yazmaya vakit ayırabildim. Arayı bu kadar açtığım için sabırsızlananlar ve sitem edenler var. Ne olur kusura bakmayın. Biliyorsunuz bu kış benim için oldukça yoğun geçti. Dolayısıyla biraz dinlenmek ve bu sırada kendimi de dinlemek istedim. Bugün sizinle oldukça merakla okuyacağınız bir konuyu paylaşacağım.
“Ölümün ötesinde neler oluyor?”
Uzun bir süredir çeşitli terapi çalışmaları yapıyorum. Bu çalışmalarım son zamanlarda çoğunlukla geçmiş yaşam regresyon terapisi alanında yoğunlaşmaya başlamıştı. Bir geçmiş yaşam regresyon çalışması seansında üç önemli aşama var. Bunlar; keşif, çözümleme ve tamamlama aşamaları. Bana gelen birçok danışan aslında keşif bölümünü merak ederek geliyor.
     “Acaba geçmiş yaşamlarımda kimdim?”,                                                                                         “Nasıl bir hayatım vardı?”,                                                                                                              “Bir ruh eşim var mıydı ve onu tekrar görebilecek miyim?” ve elbette…                                        “Nasıl öldüm? Ölürken yalnız mıydım? ”  vs.
Birçok geçmiş yaşamımı keşfetmek için çokça çalışma almış biri olarak, ben de aynı soruları bolca sormuştum. Keşif bölümü elbette ilginç olmasının ötesinde tüm çalışmayı yönlendiren yapısıyla oldukça önemli bir aşama. Ancak ben bugün sizinle bu keşfin sonunda danışanların o geçmiş yaşamlarında öldükten sonra,  ruhları bedenlerinden ayrıldığı andan itibaren verdiği bilgileri ve deneyimleri paylaşmak istiyorum.
Düzenli terapi çalışmaları yapan bir çok terapist bile ölümden sonraki bu bölümü çok uzatmak istemiyor, hatta belki de bir çok danışan gibi bu bölümden biraz korkuyor. Oysa bence çözümlemenin başladığı bu bölüm, en az keşif bölümü kadar, belki de ondan çok daha ilginç. Danışanların birçoğu özellikle de travmatik bir geçmiş yaşamı ve/veya ölümü olmuşsa, daha önce onlarca belki de yüzlerce geldiği ve “yuva” diyebileceği bu yerde müthiş bir huzura kavuşuyor. Ben “O geçmiş yaşam bitti ve geride kaldı, artık ışıktasın!” dediğim andan itibaren bedeni gevşiyor, yüzüne bir gülümseme yayılıyor ve adeta tüm yaşamlarının bilgeliğine tekrar kavuşuyor.
Akla gelebilecek her şekilde, hatta aklınıza bile gelemeyecek şekillerde ölen insanlar sayısız kere bana, ışığa geçtikten sonra ölümden korkmamız için tek bir nedenin bile olmadığını gösterdi. O yere göğe koyamadıkları fiziksel bedenini geride bıraktığı andan itibaren, sanki üzerindeki tüm ağırlıklardan kurtulmuş gibi inanılmaz bir rahatlama ve özgürlük duygusu her yanınızı kaplıyor. İnsan kendini o kadar özgür ve sınırsız hissediyor ki, sanki ışığın bir parçası haline geliyor. Artık tüm bilgiye hakim, artık her şey saf ve açık, artık “iyi-kötü, güzel-çirkin, doğru-yanlış” yok. O geçmiş yaşamda onlara akla gelemeyecek kötülükleri yapanları bile çözümleme çalışmalarından sonra affedebiliyor, hatta deneyimlerine yardımcı oldukları, kendilerine yol gösterdikleri için onlara teşekkür bile edebiliyorlar. Kulağa imkansız gibi geliyor biliyorum, ama inanın buna sayısız kereler tanık oldum. Işıktaki bilgelik o kadar yoğun ki, bazen çokta spiritüel düşünmediğini zannettiğiniz insanlar bile size bilgelik dersi verebiliyorlar. Keşif bölümünde hayatının zor bölümlerini görmek insana ağır gelse de, ışığa geçip bu deneyimleri neden yaşadığını ve belki de daha önemlisi neden şimdiki yaşamında bunların izlerini taşıdığını öğrendiğinde hiçbir yargılama, suçlama, eleştirme yapmadan içsel kabule geçebiliyor. İşte bu içsel kabul ve anlayış şimdiki hayatında aklının halledemediği tüm sorunlara çare olabiliyor. Ruhun hissedebildiği ve taşıdığı tek acı vicdan azabıdır. Kişi önceki yaşamlarında yaptığı veya yapmadığı şeylerden dolayı vicdan muhasebesini bitiremiyor ve kasası sürekli açık veriyorsa, kendi yüksek benliğiyle ışıkta buluşup çözümlemeye ihtiyacı var demektir. Vicdan azabını ortadan kaldırdığında ise bu hayatında sevginin, başarının, mutluğun kapısını aralayıverir. Bazen çözüm aslında tamda önümüzdedir. İhtiyacımız olan tek şey fiziksel engellerden ve sınırlardan kurtulup, ışığa yükselmektir.
devam edecek…

Sevgiyle ve aşkla kalın,
Kartal ÖZAL
PDR ve Davranış Bilimi Uzmanı