Her kadın bir Tanrıça’dır aslında. Tanrıçadır da
ruhunun derinliklerinde hangisinin izlerini taşıyordur? Bu yazı dizisinde ayrı
ayrı Tanrıça arketiplerinin kadınların kişiliklerine nasıl yansıdığını
anlatmaya çalışacağım. İlk olarak babası Zeus’tan armağan olarak “Işık getirme
görevi” ni isteyen, ismi “bakana gerçeği yansıtan su” anlamına gelen Artemis’le
başlamak istedim. Artemis kadını, ruhunun derinliklerinde yabani hayatın, vahşi
doğanın tanrıçası olduğunu bilen, ancak orada gerçek anlamda huzur bulduğundan
sık sık şehir yaşamından kaçarak trekking, scuba vb doğa sporlarına vakit
ayıran kadındır. O şehir yaşamında kendini asla evinde hissetmez. Bu nedenle bu
uygar dünyayla sadece yüzeysel olarak ilgilenir. Hala bir facebook sayfası bile
olmayabilir mesela. Olsa bile büyük olasılıkla aktif kullanmıyordur.
Gardrobunda döpyesler, sofistik elbiselerde bulamazsınız onun. Giysileri onun
için hiçbir zaman bir statü göstergesi olmamıştır. Çok seksi olmaması şartıyla
kendini rahat hissettirecek her şeyi giyebilir.
Artemis kadını, fiziksel olarak erkek çocuklarına özgü
bir enerjiye sahiptir. Birçok erkekten uzun mesafeleri yürüyebilir veya ağır
yüklerin altına kolayca girebilir. Dolayısıyla aslında hayatta ancak kendi kadar
aktif olan bir erkekle mutlu olarak yaşayabilir. Çünkü onun için özelliklede
bir erkeğe kendini bırakmak çok zordur. Kendi becerilerine o kadar güvenir ki, bu
nedenle hayatının büyük kısmını yalnız geçirmek zorunda kalır. Bir başkasına,
hele de bir erkeğe güvenmek onun içinde, hayatına giren kişi içinde zorlu bir
sınavdır. Bu süreci mümkün olduğunca baltalamak ve tekrar yalnız kalabilmek
için neredeyse çaba harcar. Sevgisini hayvanlara aktarır. Özellikle yavru
hayvanlara karşı müthiş bir zaafı vardır. Doğasında onların koruyuculuğunu
yapmak olduğundan, bazen yalnızlığını onlarla yenmeye çalışır.
Artemis kadınını küçükken fark etmek çok daha
kolaydır. Öğretmenleri onu huysuz, sıkılgan, düşük kapasiteli olarak
tanımlarlar. Bu çocuğun başka bir yerde olmayı istediği aşikardır. Her türlü
fiziksel aktivite ve doğa yürüyüşü, aşırı disiplin içermediği sürece mükemmel
derecede ilgisini çeker. Kız kardeşi Athena nasıl erkekler kadar akıllı ve
bilge olmaya çalışıyorsa, Artemis kadını da erkekler kadar güçlü olmaya
çalışır. Athena ne kadar zihnine sığınıyorsa, Artemis o kadar bedenine sığınır.
Şehirde kendisini kırgın, kızgın, agresif, adeta
kapana sıkışmış hisseden Artemis kadını kendisini ne kadar silik, sinik ve
değersiz hissediyorsa, aynı Artemis kadını doğada kendini tam bir şaman veya bilge
bir kadın gibi hissederek herkese rehberlik edebilir. Bazen bir yürüyüşte,
sosyal hayattan tanıdığınızı sandığınız birinin içinde saklı tuttuğu Artemis
kadınını serbest bıraktığını görebilirsiniz mesela. Sonra da nasıl farklı
tanıdığınıza şaşarsınız.
İçinizde yerinden edilmiş bir Artemis kadını taşıyorsanız,
lütfen ve acilen onu doğaya bırakın. Doğada geçen kısa bir yalnızlıktan sonra
içinizde uyanan bilgeliğe inanamayacaksınız.
Sevgiyle ve aşkla kalın,
PDR ve Davranış Bilimi Uzmanı
Kartal ÖZAL