6 Ocak 2015 Salı

Kişisel gelişim arayışlarınızda dikkat etmeniz gerekenler


Bilinç evrimi çağındayız. Her şey çok hızlı gelişip değişiyor. Bu çağda ayakta kalmak ve akan zamana uyum sağlayabilmek için bizlerde sürekli bir evrim geçirmek zorundayız. Bunun içinde, uzun süredir tüm dünya da çeşitli isimlerle anılan yüzlerce eğitimden diğerine koşturup duruyoruz. Peki, bu eğitimleri veren eğitmenlerde nelere dikkat etmeliyiz ve bize en çok katkı sağlayacak olan eğitmeni nasıl seçmeliyiz?

  1. Sizin yaşamınızı, tercihlerinizi yönlendirmeye çalışan eğitmenlere karşı dikkatli olun. Dürüst bir eğitmen size yalnızca farklı fikirler öne sürer. Einstein “Sorunu yaratan zihin, çözümü üretemez” diyor ya hani. Zaten “sorununuza farklı açıdan bakabilirseniz bir danışmana ihtiyaç duymazsınız.” İhtiyacınız olan şey yargılanmak, eleştirilmek veya suçlanmak değil. Bunu etrafınızdaki insanlar yeterince yapıyor. Ya da onların yerine siz kendi kendinize yapıyorsunuz zaten. Bir eğitmenin işi sadece yeni bir bakış açısı geliştirmenize yardımcı olmak. Bu nedenle özellikle “ben oldum” diyenlerden hemen uzaklaşın. Daha çooook yolumuz var…
  2.  Size gereksiz iltifatlarda bulunan, size hep olumlu mesajlar vermeye çalışanlardan da uzak durun. Bu kişiler “sizi zorlayacak iyileşme çalışmaları yerine, sadece geçici olarak rahatlamanızı sağlayacak yumuşak çalışmaları” tercih ederler. Herkes üzerinde denenebilecek risksiz çalışmaları yaparlar. Dolayısıyla çok yavaş ilerlersiniz. Yeni başlayanlardan veya kendisiyle yüzleşmeye henüz hazır olmayanlardansanız bu kişiler tam size göre. Ama sorunlarına çözüm arayanlardansanız hemen kaçın…
  3. Kendilerinin seçilmiş olduğunu ima eden, özel yetenekleri olduğunu belirten, yaptıklarının “sorunlarınıza % 100 çözüm olabileceğini söyleyenler”den de hemen uzaklaşın. Aklı başında herkes milyonlarca seçeneğiniz olduğunu, her çalışmanın farklı çözümler üretebileceğini bilir. Derya içinde damla olduğunun farkında olan biri zaten size bunları sunmaz…
  4. Uygulayacağı yöntemleri anlatmaktan veya açıklamaktan kaçınanlardan da uzak durun. Unutmayın “yöntemsiz terapi olmaz.” Bir çalışmaya başlamadan önce o konuda kişinin uzmanlığı hakkında fikir sahibi olun ki, karşılıklı güven ortamı gelişebilsin…
  5. Paraya “aşırı önem verenler”den de uzak durun. Elbette her emeğin bir karşılığı var. Ama maddi gücünüz hangi düzeyde olursa olsun, mucizeler vaat ederek fahiş ücret alanlardan hemen uzaklaşın…
  6. Elbette “sembolik ücret alan veya hiç almayarak sizi kendine borçlandıran kişiler”den de uzak durun. Nadiren gerçekten ihtiyacı olmadığı için karşılık istemeyen çok değerli insanlara rastlayabilirsiniz. Alma ve verme arasında hep döngüsel bir denge olması gerektiğini bilerek küçükte olsa bir hediye götürün ki borçlu kalmamış olun…

Listeyi uzatmak mümkün, benim aklıma gelenler bunlar. Hadi aklınıza gelenleri bana gönderin veya listeye ekleyin.
Sevgiyle ve aşkla kalın,
PDR/Davranış Bilimi Uzmanı/Regresyon Terapisti
Kartal ÖZAL