19 Haziran 2012 Salı

Ruhsal yolculuğumuzla akli yolculuğumuzun buluşması neden önemli?


Bir psikolojik danışman olarak, psikoloji kökenli sıkıntıların giderilmesi ve davranışların değişiminin sağlanması uzmanlık alanım. Dolayısıyla zamanımın çoğu, danışanlarımın yaşantılarını mümkün olan en yüksek kalitede sürdürebilmeleri için gereken sağlıklı duygu, düşünce ve davranış haline doğru geliştirmelerine yardımcı olmakla geçiyor. Birçok meslektaşım gibi uzun süre bende çeşitli terapi yöntemleriyle danışanlarımın akıl sağlıklarını korumalarına yardımcı olmaya çalıştım. Ancak seanslar ilerledikçe fark etmeye başladım ki, danışanlarımın sorunlarının kökünden çözülebilmesi için “bu dünyaya ait olan akıllarının ikna edilmesi ve farkındalığının artırılması kadar”, “bedenlerinin çevresini saran ve bu dünyaya ait olmayan astral bedenlerindeki ruhsal kayıtların” da onarılması gerekebiliyor. Gerçek anlamda bilinçaltında bastırılmış olan duyguların ve yaşantıların bilince sağlıklı olarak çıkarılabilmesi için hem aklımızın, hem de ruhumuzun arasında uyumu yakalamamız gerekiyor. Newton fiziğinin hakim olduğu bir dünyada, çevremizi beş duyumuzla algılıyor ve açıklamaya çalışıyorken, duyularımızın ötesinde bir varlık boyutu olup olmadığı konusu insanlık için hala gizemini korumakta. Birçok araştırmacı yüzyıllardır ruh üzerine araştırmalar yürütüyor. Bu konuda çok değerli bilim adamlarının yayınlanmış birçok önemli yayını bulunuyor.
Ölüm sonrasında bilincin bir şekilde varlığını sürdürdüğü binlerce yıldır tüm kültürlere hakim olmuş bir düşünce. Her şeyden öte neredeyse tüm dinler, insanın ölümden sonraki yolculuğu konusuna çeşitli açıklamalar getiriyor ve hemen hepsi ruhun varlığını kabul ediyor. İçinde yaşadığımız dünyaya ait olan şey, sadece atalarımızdan genetik olarak miras aldığımız ve doğumdan itibaren sahip olduğumuz bedensel varlığımızdır. Onunda her bir hücresini tamamen bu dünyada bırakıp gidiyoruz. Yolculuğun sadece bu kadar olduğunu, sonrasının olmadığını bir an için varsaysak, sizce ortaya nasıl bir sonuç çıkardı? Ben hayal bile etmek istemiyorum. Bizler ruha sahip olmayı deneyimleyen bedenlerden ibaret değiliz, bedenlenmeyi deneyimleyen ruhsal varlıklarız. Dolayısıyla ruhsal sorunlarımıza bulduğumuz akli çözümler her zaman geçerli olamayabiliyor. Bu nedenle daha derinde yatan duygusal travmaları çözebilmek için bazen görünenin ötesine bakabilmek gerekiyor.
Ataol Behramoğlu’nun dediği gibi; “Ömür dediğimiz şey, hayata sunulmuş bir armağandır ve hayat, sunulmuş bir armağandır insana”.
Hz. Mevlana “Ey ruh âleminden bu dünyaya doğup gelenler! Ölüm gelince ürkmeyin, korkmayın! Bu, ölüm değil, bu ikinci bir doğumdur; doğun, doğun!”diyor. Yani yolculuk oldukça uzun.
Bugüne kadar danışanlarımla yaptığım akli yolculuk, geçmiş yaşam regresyon çalışmalarıyla ruhsal yolculukla buluşuyor. Böylece bulmacadaki eksik parçada tamamlanıyor. Amacım kendi akli yolculuğu ile ruhsal yolculuğu arasındaki bağlantının farkına varmış biri olarak, danışanlarımın da bu yolculuklarının bağlantılarını keşfetmelerine ve biran önce uyumlamalarına yardımcı olmaktır.
Aşkla kalın,
Kartal ÖZAL

18 Haziran 2012 Pazartesi

Kahramanlar ve Ermişler


Bu dünyanın en mutlu ve özenilen karakterleri şüphesiz “Kahraman”lardır. Özellikle çocuklar ve gençler inanılmaz bir sezginin etkisiyle kahramanlara hayrandırlar.  Kahramanların başkaları için kendilerini gözden çıkarışı, inancı yolunda önüne çıkan engellere ve tehlikelere karşı takındığı yiğitçe tavrı herkesi derinden etkiler.
Kahramanlar, inanç ve cesareti şahsında birleştirmiş kimselerdir. Ancak onların inançları yapıcı ve birleştirici olup, daima insanlığın yararına dönüktür. Esasen kahramanlar ölümün düğümünü önceden çözmüş, onu yaşarken yenmişlerdir. “Korkuya bilgisiyle, düşmanlığa sevgisiyle üstün gelen” insan için ölüm korkup kaçılacak değil, belki sevgi ile yerine getirilecek bir ödevdir. Bu ödevin verdiği duygu ise, ölümün cılız acılarını unutturacak dolgunluk ve güzelliktedir.
İnsan iyilik yolunda bir ideal uğruna kahramanlaşarak kendini yeniden yaratır. O, dış dünyanın düşmanlıklarını kendini aşarak yenmiştir. O yüzden kahramana göre kimse düşman değildir. Onun bilgisi ve sevgisi herkesi hoş görecek ve kucaklayacak kadar geniştir. Yunus gibi Yaratan’dan ötürü yaratılanı hoş görecek kadar engin bir gönül zenginliği içindedir. Kahraman, kendisine her türlü düşmanlığı esirgemeyen, onu öldürmeyi görev edinenlere bile “ Tanrım, onları affet, çünkü bilmiyorlar” diyebilecek çapta ve büyüklüktedir.
Kahramanlar için ruhun bedene, maneviyatın maddeye üstünlüğü açıktır.
Ermişler ise, kendine karşı verdiği savaşta başarı kazanmış, kendini kavramış, gönlünü arıtarak huzur ve mutluluğun kahkahasına ulaşmış kimselerdir. Onlar arasında hiçbiri yoktur ki, yokuş yoldan çıkmamış, güç denemelerden geçmemiş, mallarıyla ve canlarıyla denenmemiş olsun. Benliklerinde geçen hiçbir olay onlarca başıboş bırakılmış değildir. Bütün düşünceleri, sözleri ve davranışları üzerinde bilinçli bir denetim kurmuşlardır. Kedinin fare karşısında onu kaçırmamak için gösterdiği dikkat ve uyanıklık gibi, ermiş de benliğinin türlü belirtilerine karşı aynı dikkat ve uyanıklık içindedir.
Ermiş ya da evliya durmadan kendini terbiye ederek, gönlünü arıtarak, artık öyle bir duruma gelir ki, hayatın yaratıcı kudreti bütün güzelliği ile onda görünür. Yaratan onun sesiyle konuşur, onun gözlerinden dünyaya gülümser. Böylece benliklerinden taşan bir sevgi ve coşku ile etraflarına sevinç saçarlar.
Yaratan kendi benliğimize karşı cesaretle yola çıkacak gücü yaşamının sorumluluğunu almaya hazır olan her kahramana verir. Yeter ki geleceğimizi yeniden yaratabilmek için cesaret ve inançla yola çıkalım.
Aşkla kalın,
Kartal ÖZAL

15 Haziran 2012 Cuma

Bize sunulan tanrısal armağanlar genelde en beklenmedik anda ve en beklenmedik yerde gelir!...


Geçmiş yaşam regresyon çalışmaları aslında çağlar boyunca yapıla gelen çalışmalardır. Ancak geçtiğimiz yüzyılın ortalarından itibaren bazı bilim adamlarının üzerinde yoğunlukla çalıştıkları, zorlu vakalarda regresyon çalışmalarının etkinliklerini fark etmeleri, bu çalışmaların dünya çapında yayılmasına ve kabul görüp, uygulanmasına olanak sağlamıştır. Geçmiş yaşam regresyon çalışmaları, yurt dışında neredeyse tamamı psikologlardan oluşan çok değerli bilim adamlarının çalışmalarında artık önemli oranda yer verdiği bir çalışma modelidir ve gerek Amerika, gerekse Avrupa’da oluşturduğu dernek yapılanmalarıyla bilimsel ve kalıcı bir model olacağını göstermekte.
Birçok psikoloji disiplininin ardından, kuantum, nlp, aile dizimi, nefes, hipnoz ve benzeri birçok çalışmayı yapmış veya içinde bulunmuş bir insan olarak, tek bir tekniğin hiçbir zaman mucize sunmadığını düşünmüşümdür. Hiçbir danışan yapacağı hiçbir çalışmaya mucize beklentisiyle gitmemeli. Ancak birçok psikolojik terapi tekniğinin yanında yukarıda adı geçen teknikleri de deneyimlemiş bir insan olarak, çok uzun zaman ve uğraş isteyen vakaların bile, geçmiş yaşam regresyon çalışmaları ile birkaç seansta hallolabileceğini görmek beni bu çalışmaları yapma konusunda harekete geçirdi.
Bu çalışmayı deneyecek kişilere önemli bir uyarıda daha bulunmam lazım. Sürprizlere hazırlıklı olun. Yaşayacağınız deneyimleri ben kişisel olarak yaşadım ve bu alandaki çalışmalara son derece büyük sürprizlerin ve büyük şaşkınlıkların, dolayısıyla kendimizle ilgili derin farkındalıkların eşlik edebileceğini gördüm. Bazen kendinizi asla kabul edemediğiniz duyguların tam içinde bulmak insanı çok şaşırtmakta. “Bunları kesin ben uyduruyorum” diye düşünebiliyorsunuz, başlarda bende düşündüm. Ancak onlarca seçenekten neden bu hikayeyi seçtiğimi ve bu hikayenin içinde sorunlarıma neden olabileceğini hissedebildiğim duygulları nasıl olup ta bulduğumu akılla izah edemedim. Aslında sonra da tamamen ruhsal düzeyde yapılan bir çalışmaya, akılla bir izah getirmeye çalıştığımı fark ettim.
Çok sevdiğim sözlerden biri “Gerçek hayalden daha gariptir ve Tanrı gizemli yolları tercih eder” der. Bize sunulan tanrısal armağanlar genelde en beklenmedik anda ve en beklenmedik yerde gelir. Bazen bu armağanlar, ruhsal rehberimizin yönlendirmesiyle kendimize sorduğumuz bir soruyla gelir veya çok değer verdiğimiz biri, bizim aklımızın cesaret edemediği bu soruyu bizim için dillendirir. Danışanlarımdan sıklıkla duyduğum şeylerden biri, hayatları boyunca o soruları sormaktan kaçtıklarıdır. Birçok seansımda doğru zamanda, doğru soruyu sorduğumda danışanlarımdan, bu sorulardan sonra o ana dek kendilerine bile ifade edemedikleri bir şeyi konuşmaya ve anlatmaya başlamanın, onlara büyük bir rahatlama ve huzur duygusu verdiğini duymuşumdur.
Geçmiş yaşam regresyon çalışması, çözülmemiş problemleri olan herkesin denemesi gereken çalışmalardan. Ancak birçok bilimsel çalışmada olması gerektiği gibi, mutlaka ehil ellerden alınmalı. Günümüzde birçok kişi geçmiş yaşam regresyonu yaptığını belirtiyor, ancak aslında regresyonun sadece başı ve sonu konusunda sığ çalışmalar yapıyor. Regresyon 6-7 basamaktan oluşan, keşiften çözümleme ve dönüştürmeye kadar birçok adımı barındıran, yukarıda belirttiğim gibi ağırlıklı olarak tüm dünyada psikoloji alanında çalışan kişilerden oluşan uygulayıcılara sahip çok değerli bir alandır. 
Not: Çok yakında Lefkoşa, Ankara ve Antalya'da olacağım.
Aşkla kalın,
Kartal ÖZAL

13 Haziran 2012 Çarşamba

Başmeleklerle Renk Meditasyonu için Yaşam Çizgisi Rakamınızı Bulmak


Hepimizin bize ait, uyum sağladığımız özel bir rengimiz vardır. Eğer böyle favori bir renginiz varsa ve o rengi kullandığınızda etrafınızdaki insanların beğenisini topluyorsanız, büyük ihtimalle başmeleklerle kolayca çalışabilmek için en uygun renk o olacaktır. Eğer bu rengin hangisi olduğu konusunda kararsızsanız numerolojiyi kullanarak bu rengi saptayabilirsiniz. Yapmanız gereken tam doğum tarihinizi tek bir sayıya dönüştürerek onun denk geldiği rengi bulmak olacaktır.
Şimdi gün, ay ve yıl olarak doğum tarihinizi toplamalısınız. Burada kendi doğum günümü örnek olarak veriyorum;
                      25
                      12
               + 1968        Önce rakamları alt alta yazarak toplayın. Sonra çıkan sayıyı yan yana toplayın.
                  2005 = 2+5= 7
Dikkat etmeniz gereken iki konu var. Eğer rakamlarınızın toplamı 11 veya 22 çıkarsa, artık bundan tek bir rakam elde etmeye çalışmadan toplamayı bırakmalısınız. Çünkü numerolojide bu iki rakam ana rakamlar olarak kabul edilmektedir.
Yaşam çizgi rakamının karşılığına gelen renkler;
1= Kırmızı             4= Yeşil                             7= Mor                         11= Platin veya Gümüş
2= Turuncu            5= Mavi                            8= Pembe                     22= Altın
3= Sarı                  6= Çivit Mavisi                  9= Bronz
Evet, şimdi renginizi biliyorsunuz, yapmanız gereken oturup tamamen rahatlamak. Sonrasında zihin gözünüzde kendinizi bu renkle sarılmış halde görmeye çalışın, sonrasında bu rengin bütün odayı ve ardından evi, şehri, ülkeyi, dünyayı, her yeri sardığını hayal edin. Tüm evreni şifa enerjisi ile yıkayan bu renge iyice bakın. Varlığınızın her noktasında hissedin. Birçok insan bu meditasyonu kendilerine özgü yöntemlerle zenginleştirebilir ve ardından derin bir mutluluk duygusu yaşar. Tüm sorunlarınızı boşaltıp, yerine şifa enerjisi dolduran ve yepyeni bir dünya görmenizi sağlayan spiritüel bir tecrübe yaşamak istiyorsanız mutlaka deneyin.
Aşkla kalın,
Kartal ÖZAL

Uluslararası Yaşam Koçluğu Nedir?


Uluslararası Yaşam Koçluğu Nedir?
Uluslararası Yaşam Koçluğu; Beden-ruh-zihin dengesini yeniden kurgulayarak yaşamında yepyeni farkındalıklarla yürüyebilmek için başvuran danışanlara yardımcı olmayı amaçlayan, varoluşçu ve insancıl psikoloji yaklaşımı, kuantum koçluk, kinesyoloji, NLP ve telkini birleştiren uluslararası koçluk yaklaşımıdır.

Eğitim Programı
1. Ay Eğitimi ( 4 Gün ) - Kartal ÖZAL
Varoluşun Anlamı, Kader, Evrensel İlkeler ve Gölge Etkisi
Genel Psikoloji ve Psikoterapi Teknikleri

2. Ay Eğitimi ( 4 Gün ) – H.Serdar CEYLAN – Kartal ÖZAL
Beynin Yapısı, Beynin Hayatımıza Etkileri, İstemenin Sırrı
Beden Dili, Temsil Sistemleri, Kalibrasyon ve Ölçekleme

3. Ay Eğitimi ( 4 Gün ) – H.Serdar CEYLAN
Koçluğun İleri Düzey Yeterlilikleri
(Seçilmiş NLP Teknikleri)
Dünya Koçluk Federasyonu Tarafından Onaylanan Temel Yeterlilikler
(İletişim, Motivasyon, Koçluk Kavramları)

4. Ay Eğitimi ( 4 Gün ) – Betül SAVAŞER – Kartal ÖZAL
Avrupa’da uygulanan seçilmiş enerji çalışmaları
(Matrix, Dalga Boyutları, Kalıntıların Temizlenmesi İle İlgili Teknikler)
Ruh Nedir? Ruhsallık, Ruhsal Planlarımız, Ezoterizm Nedir? Semboller

Uluslararası Yaşam Koçluğunun Etik İlkeleri
Yaşam Koçunun yetkinliği sadece alınan sertifikaların sayısı ile belirlenemez. Dürüstlük, ahlak, içtenlik, samimiyet, sorunlara pozitif ve çözüm odaklı yaklaşım yeteneği, açık sözlülük, gerektiğinde uzmanlarla işbirliğine yatkınlık, öz’ de ve söz’ de birlik ve bütünlük gibi kişisel özellikler ile sır saklama kabiliyeti, bireyin özel yaşamına saygı mutlak sahip olunması gereken niteliklerdir.

Uluslararası Yaşam Koçluğu Sertifikasyon Programını Bitirdiğinizde
HumanİST Akademi, Yaşam İle Alakalı Herşey ve International Academy of Spirit’in – Uluslararası Yaşam Koçluğu Sertifikasına sahip olacaksınız.

Yaşam İle Alakalı Herşey’in yapacağı bireysel çalışmalara katılarak Süpervizyon alacaksınız.

Eğitmenler ve Süre
H. Serdar CEYLAN, Kartal ÖZAL, Betül SAVAŞER
Süre 4 Ay Sonunda 16 Gün + 7 Gün Süpervizyon.
Eğitimin Başlangıç Tarihi 
Ankara Eğitimi    19-20-21-22 Temmuz 2012
Eğitim Ücreti ve Sınıf Kapasitesi
Peşin:         6.000 TL
Vadeli:        6.800 TL ( 2.000 TL Eğitime Başlarken Peşin, Kalan 3 Ay x 1600 TL)
Her sınıf maksimum 16 kişi ile sınırlandırılmıştır. 

İletişim ve Kayıt İçin
Sizde, Uluslararası Yaşam Koçluğu Sertifikasyon Programı hizmetimizden faydalanmak istiyorsanız bize 0530 544 40 39 veya 0532 136 39 39 numaralı telefonlardan ulaşabilir ya da info@humanistakademi.com veya hsceylan@gmail.com adresine yazabilirsiniz.

                                                          International Academy of Spirit
Uyarı
Düzenlenen etkinlikler, workshoplar, seminerler ya da danışmanlık hizmetleri yalnızca bireysel gelişim yolculuğunuzda sizleri bilgilendirmek, potansiyelinizi açığa çıkartmak, kendinize ve çevrenize daha yararlı bir birey olmanıza aracılık etmek; özetle hayatınızın kalitesini artırmak amaçlıdır. Hiçbir etkinlik, workshop, seminer ya da danışmanlık hizmeti bir hastalık tanısı koyma ve tedavi etme amacı taşımaz.