Kütüphanemin en nadide kitaplarından biridir Bilge Karasu’nun “Göçmüş Kediler Bahçesi” adlı kitabı. Ali Poyrazoğlu’nun ona 1969 yılında anlattığı bir öyküyü aktarmış bize. Beni çok etkileyen bu hikayeyi sizlerle paylaşmak istiyorum.
Adamın biri bir deniz balığı tutmuş günün birinde, o kadar sevmiş ki yanında hep kalsın istemiş. Her gün suyunu tazelermiş, denizden kovayla tuzlu su çekip taşıyarak. Bir süre sonra usanmış deniz suyu taşımaktan, musluk suyunu denemiş. Balık biraz tedirgin olmuş ama alışmış sonunda tatlı suya. Gel zaman git zaman adamın içine merak olmuş, tatlı suya alışan balık havaya da alışır mı diye… Balık önce debelenmiş, sonunda havaya da alışmış. Günlerden bir gün adamın denize gideceği tutmuş, balığı da yanında. Koymuş onu çakıllığın gölgeli bir köşesine, kendi de denize girmiş. Çocuklar geçiyormuş oradan o sırada. Balığı görmüşler. Yazık, karaya vurmuş, denize atalım demişler. Adam deliler gibi yüzüp yetişinceye kadar, balık boğuluvermiş denizde.
Bu öyküden bir çok kıssadan hisse çıkarılabilir. Hepimiz sevdiğimiz insanlara yapmıyor muyuz bunu? Bir süre sonra kendi kolayımıza geldiği için değiştirmeye çalışmıyor muyuz onları? Sonrada şarta bağlamıyor muyuz sevgimizi? Değişirsen seni daha çok severim!... Katlanırsan beni daha çok sevdiğini gösterebilirsin!... Değişiyor onlarda, sadece şarta bağlı sözde sevgimizi hak edebilmek için. Peki, nerede son bulacak taleplerimiz? Ne zaman istediğimiz kişi olabilecekler? Dönüp ilişkilerimizin en başına tekrar bakma şansımız olsaydı, aşık olduğumuz kişinin orada tüm kendiliğindenliğiyle durduğunu ve sadece kendi olduğu için onu sevdiğimizi görebilirdik. Değişim sadece kendiniz için gerekli olan bir şeydir ve hep ileriye doğru olması gerekir. Sizi olduğunuz şeyden geriye götüren hiçbir şey değişim değildir, sadece başkasına karşı bağımlı olduğunuzu tescilleyen davranışlardır. İlişkilerinizde sorgulamanız gereken en önemli olgulardan biri budur. Başta kendiniz olmak üzere, çevrenizdeki her şeyi sadece kendileri olduğu için, oldukları halleriyle sevdiğinizde gerçekten seviyorsunuz demektir.
Kartal ÖZAL
PDR ve Davranış Bilimleri Uzmanı
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumunuz için teşekkürler!...