10 Ocak 2012 Salı

Kul sıkışmazsa, Hızır yetişmez!...

Çocukluğumuzda çok sık duyduğumuz kelimelerdendir bu. Kul sıkışmazsa Hızır yetişmez. Başta Anadolu olmak üzere, aslında Türklerin çok eski ve yaygın inanç kalıplarındandır. Kutsal kitaplarda da yer alan bir inanç olduğu içinde halk arasındaki Hızır inancı oldukça köklü bir hal almıştır. Hızır inancı bu kadar yaygın bir inanç olmasına rağmen, hatta Anadolu da Hızır ile ilgili belki yüzlerce yaşanmış örnek varken, gerçekten ondan yardım isteyebiliyor muyuz?


  1. Peki, yardımlarına nasıl ulaşabiliriz?
  2. Her zaman aksakallı bir dede olarak mı görünür?
  3. Ne zaman yardım edeceğini nereden bilebiliriz?
Hızır kimliğinin sonradan anlaşıldığı bilinen hikayelerden biride Kanuni Sultan Süleyman ile olandır;
“Kanuni Yahya Efendiyi sıkça ziyaret ederdi. Yahya efendinin Hızır ile dost olduğunu duymuştu ve ondan Hızır’ı kendisiyle tanıştırmasını istiyordu. Bir gün birlikte bir boğaz gezisine çıktılar. Yahya efendinin yanında dergahtayken sohbet ettiği bir misafiri de vardı. Gezi sırasında bu kişi Kanuni’nin gözünden kaçmamış ama kim olduğunu soramamış. Misafirin parmağındaki yüzükle ilgilendiğini fark edince bir merak sarmış Kanuni’yi.  Bir ara misafir padişaha; “ Sultanım! Parmağınızdaki yüzüğünüz çok hoşuma gitti. Yakından incelememe izin verir misiniz? ” diye sormuş. Padişah verince yüzüğünü, misafir elinde evirip çevirmiş sonra boğazın sularına bırakmış, o çok değerli yüzüğü. Kanuni hiddetlenmiş ama arada Yahya efendi olunca bir şey dememiş. Kıyıya yanaşınca zat elini kıyıda suyun içine sokup bir miktar suyla birlikte Kanuni’nin yüzüğünü geri vermiş. Padişah alınca yüzüğü zat kayboluvermiş.”
Mevlana’nın oğlu Sultan Veled de Mevlana ile Şems ilişkisini ifade ederken Şems’i Hızır’a benzetmiştir.
“Onun da Hızır’ı Tebrizli Şems idi,
  O gizlilerden de gizli bir erdi, bütün uluların padişahıydı.
  Musa Hızır’ımıza kavuşsaydı, tavus kuşu gibi kanatlarını yaralardı.
  Hatta Hızır’ımızı görseydi, Hızır’ın ardından koşar mıydı hiç?
  Hatta Hızır’ımız Hızır’a görünseydi, o bile aşkla deli olurdu.”
Hızır kavramı, yüksek Ruhsal Planlarla irtibat haline girebilen, o ruhsal planlardan kaynaklanan etkilerle beslenen ileri düzeyli varlıkları ifade eder. Bu varlıklar ilahi yardımın fiziksel elleri gibidir. O veya onlar her yerdedir. Sadece sizin onlardan uygun dille yardım istemenizi beklemektedir. Hollywood’da çekilen bir çok filmde dilenci olarak ortaya çıkan meleksi varlıklar tam da Hızır olgusunu anlatmaktadır. Hızır sizin karşınıza her şekilde çıkabilir. Bazen toplumdan her hangi bir birey olarak, bazen de tanıdığınız kişiler olarak. Böylece size hayatınızın akışı ile ilgili önemli fırsatlar sunarlar. Eğer bu fırsatları değerlendirebilir, bu meleksi dokunuştan faydalanabilirseniz bir anda hayatınız değişebilir.
Bununla ilgili ilk aklıma gelen filmler; Aile Babası, Aman Tanrım, L.A. Story, Otoyol 60 gibi filmlerdir.
Hızır’dan yardım almak istiyorsanız, siz pozitif kalın, dileyin ve ona güvenin. O bilinçle yaşayın. Kendinizi onun koruması içinde hissedin. O sizi bulur.
Sevgilerimle,
Kartal ÖZAL
PDR ve Davranış Bilimi Uzmanı

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumunuz için teşekkürler!...