3 Mart 2012 Cumartesi

Hangi burçta doğanlar, ne zaman zengin olur?


Bebek olarak hayata geldiğimiz an ölümlülüğü de seçmişiz demektir. Ruhumuz o akıl almaz iklimden, bir beden seçerek hayata adeta düşer. Artık içinde bulunduğumuz dünyanın sınırlayıcı önermelerinin esiriyizdir. Kabul ettiğimiz her önermede, hayat bizi biraz daha hipnoz altına alır, içinde bulunduğumuz hipnoz durumu daha da derinleşir. Doğumumuzdan itibaren bize sunulan bazı önermeleri sıralayayım. Bakalım hangileri size tanıdık gelecek?
“Yapamazsın”, "beceriksizsin", "yetersizsin", “koşma düşersin”, “yalnız kalınca korkar”, “acıkınca ağlar”, “kırarsın”, “düşürürsün”, “dikkat et elini kesersin”, “bu iyi”, “şu kötü”, “bu güzel”, “şu çirkin”, “bu doğru”, “şu yanlış”. Sürekli tekrar ettiğimiz bu önermeler birçok düşünce ve davranışımızı pekiştirir. Küçükken olumsuzunu bolca duyduğumuz önermelerin yerine, yetişkinlikte, neredeyse tüm kişisel gelişim çalışmalarında, “olumlama” adı altında kişilere verilen ve oto hipnoz etkisi gösteren önermeler koyulmuyor mu? Kendimizi kötü hissettiğimizde harika hissettiğimizi söylersek, kötü hissettiğimiz önermesi dağılıp gitmiyor mu? Oysa kötü hissederken, daha da kötü hissettiğimizi düşünürsek, her söyleyişimizde içinde olduğumuz durum daha da beter olmaz mı?
Hipnoz gizemli bir şey değildir sevgili dostlar. Doğuştan itibaren dünya hakkında, ailemiz hakkında, çevremiz hakkında, daha da önemlisi kendi sınırlarımız hakkında bize sürekli önermeler sunulur. Kabul ettiğimiz her önerme hipnozdur. Ya böyle bir şey yok ise, ya çevremizdeki dünya sadece inandıklarımızı bize yansıtan bir aynaysa? Bir deneyde kişinin ensesine buz ile dokunup, kızgın demir demişler? Ne mi olmuş? Elbette ensesi su toplamış. Aklınız inanılması güç becerilere sahip.
Başımıza gelen her şey önermedir. Hayatta kesin olan hiçbir şey yoktur. Katı diye bir şey yoktur, yalnızlık diye bir şey yoktur, soğuk diye bir şey yoktur, gece diye bir şey yoktur, fakirlik diye bir şey yoktur. Bunların hepsi hayatın gerçeği adı altında bize sunulan önermelerdir. Kabul edersek hayatın bizi hipnotize etmesine izin vermiş oluruz. Başımıza gelenlerin çoğu hayallerimiz ya da düşlerimiz değil, değer verdiğimiz ya da vermediğimiz insanların bize sunduğu ve bizimde kabul ettiğimiz önermelerdir. Bir önermeyi reddetmek için hiçbir zaman geç değildir. Başkalarının önermelerini kendi gerçeğimiz haline getirmezsek, benzersiz, ilgi çekici, sıra dışı biri oluveririz. Fark yaratan insanlar bunu nasıl başarıyor? Çünkü onlar başkalarının hipnozunun yerine, kendi önermelerini koyarak kendi kendilerine hipnoz yapıyorlar. “BAŞARACAĞIM”, “ZENGİN OLUYORUM”, “BU YIL BENİ ÇOK SEVEN HARİKA BİRİNİ BULUP EVLENİYORUM”, “BİRGÜN BÜTÜN DÜNYA BENİ TANIYACAK, BİLİYORUM”. Gerçek olması için yapmaları gereken tek şey tekrar, tekrar ve tekrar söylemektir. Yalnız olduğunuz önermesinin yerine İLİŞKİYİ, işsizliğin yerine ÇALIŞMAYI, çok çalışmanın yerine DİNLENMEYİ, nefretin yerine SEVGİYİ, fakirliğin yerine ZENGİNLİĞİ koyduğunuz an tüm hayatınızın kontrolünü ele almış ve uykudan uyanmış olursunuz.
HANGİ BURÇTA DOĞMUŞ OLURSANIZ OLUN, hepiniz bu düşünceye sahip olduğunuz andan itibaren artık çok daha ZENGİNSİNİZ.
AŞKLA KALIN,
Kartal ÖZAL
PDR ve Davranış Bilimleri Uzmanı

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumunuz için teşekkürler!...