Geçtiğimiz günlerde Dr.Wayne
W. Dyer “Hayatınızın Amacını Bulmak ” adlı belgeselinde geçen çok önemli ip uçlarına değinmiştim. Şimdi aşağıda bir kısmına daha yer
verdiğim, ilham verici söyleşisinde Dr.Wayne
W. Dyer şunlara da değiniyor.
“Hayatınızın
ikindisine geldiğinizde, sabah öğrendikleriniz doğruluğunu yitirmiştir”. Artık,
onlar doğruymuş gibi hareket edemezsiniz. Egonuzun hayatınızın sabahında, sizi
koruma iç güdüsüyle oluşturduğu kalıplar belki o zaman için geçerliydi. Ama
hayatınızın ikindisinin kuralları, ihtiyaçları, yaşantısı, gelişimi çok
farklı.
Bizi hayatımızın ikindisine hazırlayacak olan şey varoluşsal
doğamızdır. Doğamız, sürekli mücadele halinde olmamızı gerektiren ya da kontrol
etmemiz gereken bir şey değildir. Hayatınızın ikindisinde kontrolü ele alması
gereken sadece iç sesinizdir. İçinizden gelen bu çağrıya kulak verirseniz, hayatınız
farklı bir anlam kazanacaktır. Bu anlamı sadece siz bilebilir ve hissedebilirsiniz.
Sizden başka kimsenin anlayamayacağı bir şeydir bu. Seçimlerinizi egonuz
doğrultusunda değil de, içinizden gelen sesin doğrultusunda yaptığınızda hayat
amacınıza daha çok yaklaşırsınız. Yaklaştıkça gerginliğiniz, korkularınız,
kızgınlığınız ve öfkeniz azalır. Kendinizi iyi hissetmeye, bütünü görmeye başlarsınız.
Eğer seçimlerinizi iç sesiniz yönetmeye başladıysa, artık mutluluk denilen
duyguyu daha sık ve kolay yakalarsınız. Elbette etrafınızdaki düzen, sizi
dışarıda bırakmamak için çalışacaktır. Ama siz, her geçen an yeni düşünceler, yeni
duygular, yeni davranışlarla, hayatınıza farklı bir yön vermeye başlamışsınızdır.
Hayatınızın ikindisinde yaptıklarınız, duyduklarınız, hissettikleriniz sizi ne
kadar şaşırtıyorsa, bazen öğrendiklerinizi ilk defa duyuyormuş gibi
hissediyorsanız, ya da yeni yeni anlamlandırmaya başlamışsanız, bilin ki
değişim o kadar yakınınızda. Değişimi gerçekleştirdiğinizde ise kendinizi hayatınızda
hiç hissetmediğiniz kadar mutlu ve tatmin olmuş hissedeceksiniz.
Vücudumuz ve ruhumuz bir enstrüman gibidir. Bu
enstrüman ile beraber var olmuşuz. Yapmamız gereken şey kendimizi kandırmak
değil, bu enstrümanla en güzel besteyi çıkarmaya çalışmak, kendimiz için kendi
bestemizi oluşturmaktır. Bu, yaşamı ertelemeden her an keyif veren bir
varoluşun hikâyesidir. Bu enstrümanımızı en maksimal düzeyde, en güzel
dizaynda, en güzel besteyi yorumlayacak şekilde kullanmalıyız. Süreci
olabildiğince içten, kaliteli ve özellikle yaşamı ertelemeden yapmalıyız.
Gerçeklerden kaçarak hiçbir yere varamayız. Gerçekten var olmak istiyorsak
gerçeklerle yüzleşmeli ve onlarla hesaplaşmalıyız. Bu güce erişmiş olan
bireyler hayatta var olmayı anlamlandırmış, sorumluğunu üzerine almış,
belirsizlik karşısında o anı ve süreci yaşamış, ölümü kabullenmiş, kendi
bestesini kendisi için icra eden bir oluş içindedir. Bu da bireye mutlak hazzı,
mutlak keyfi yaşatmaktadır. Müziğiniz hala
içinizdeyken, hedeflerinizi ve hayat amacınızı keşfetmek istiyorsanız, kalbinizdeki müziğe kulak verin ve her notasını hayatınıza
yansıtın.
Var olmaktan daha güzel ne var!
Aşkla kalın,
PDR ve Davranış Bilimi Uzmanı
Kartal ÖZAL
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumunuz için teşekkürler!...