Tarih 17 Aralık 1273, saat 16:00; gün başka coğrafyalarda doğmak üzere garbı kızıla boyarken, güneş batıyor gibi görünse de nöbeti gereği seyrini tamamlayıp bütün dünyayı aydınlatacaktı. Şems-i Tebrizi’nin aracılığı ve Yüce Allah’ın inayeti ile tüm dünyaya ışık olacak olan Mevlana güneşi de aynı saatlerde batıyor; ama bu gidiş Sevgili’yle buluşmanın kutlu bir habercisi olmakla birlikte, yakın zamanda batmamak üzere tekrar doğacağı müjdesini de veriyordu…
M.Ö.5000 yıllarına ait Mısır kabartmalarında Ney’e bezer bir çalgıyla resmedilen insan şekilleri ve göktürk kabartmalarında rastlanan dönen insan figürleri, Sema ve ney’in tarihinin çok eskilere dayandığını göstermektedir. Mevlana’nın vefatından sonra oğlu Sultan Veled, babasının eserleri ve öğretilerinin yaşanıp yaşatılması için ‘Mevlevilik’ adıyla bir tarikat kurmuş ve Semayı da sistemli bir hale getirerek kurumsallaştırmıştır.
Şeb-i Aruz’u düğün günü ilan eden Mevlana;
Canın bir ağaca benzer; ölüm onun yaprağıdır.
İyiyse de senden yetişmiştir, kötüyse de,
Gönlüne gelen her şey senden gelir.
Dergaha gelen Can’lar 1001 gün süren “Çile” çıkarmadan sonra Dede olabiliyorlardı. Hz. Mevlana bu süreci tamamlayan CANlar için şöyle diyor;
Ey ruh kuşu!
Günahlarından temizlendin, nefis kafesinden kurtuldun,
Artık mana kanatların açıldı,
Haydi geldiğin yere doğru kanat çırp!
Bırak acı suyu, ab-ı hayata doğru git!
Bırak eşik dibini, can meclisinin baş köşesine otur!
Ey CAN! Sen de git! Git de bu ayrılıktan buluşma olsun!
Bu düğün gecesinde Hz.Mevlana’ya gönül duası sevgi gönderelim!
Kartal ÖZAL
PDR ve Davranış Bilimi Uzmanı
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumunuz için teşekkürler!...