Geçenlerde “Kaderin Şifresi” adlı bir kitap geçti elime. Başlangıç bölümünde şansın tarifi ve evrensel mekanizmanın işleyişi hakkında yazılanları sizlerle paylaşmak istiyorum.
Şans: Rastlantıları düzenleyen ve insanlara iyi ve kötü durumları hazırladığına inanılan doğaüstü etken.
İşte bu tarifte geçen “doğaüstü etken” tanımlamasıyla şans kavramının içindeki görünmeyen prensipler ve ezoterik bilgiler derhal kendisini ön plana çıkarıyor. Şansın tesadüfle bir ilgisi yoktur. Şans denilen kavramın ardında rastgele oluşan ve bir takım insanları diğerlerine göre kayırıp onlara ayrıcalık tanıyan ve varlığın iradesini hiçe sayan bir olgu değil, varlığın geçmişte ve şimdide; kendi iradesiyle yaptığı fiillerin evrende işlemekte olan sebep-sonuç yasasına göre belirlenen sonuçların düzenlenmesi bulunur. Bu işleyişte Evrensel İşleyiş Mekanizması’nın gözeticiliği önemli bir fonksiyon görür. Evrensel İşleyiş Mekanizması’nın hiyerarşik yapısı içinde gerçekleştirilen bu fonksiyon sayesinde varlıkların kapasiteleri ve ihtiyaç durumları dikkate alınır. Varlıklara en uygun olacak biçimde yapılan bu düzenlemede en ufak bir haksızlık, aldatma, ya da ayrıcalık söz konusu değildir. Kişi her ne ile karşılaşıyorsa, o anda kendisine en uygun en gerekli olan odur. Bu nedenle insanların şanssızlıktan, talihsizlikten yakınmalarında hiçbir mantıklı dayanak bulunmamaktadır. Bu tür yakınmalar evren de işlemekte olan kozmik prensipleri ve ezoterik bilgileri bilmemekten kaynaklanmaktadır.
Kaldı ki, insanların yakındıkları bazı güç koşullarla karşılaşmaları, onların ruhsal gelişimlerinde son derece yararlı sonuçları beraberinde getirebilmektedir. Çünkü dünya üzerinde yaşanılan güç koşullar, ruhsal gelişim açısından hızlı adımların atılmasını kolaylaştırıcı etkenler içerir. Bu etkenler, karşılaşılan zorlukların üstesinden gelmek için gösterilen çaba ile birlikte oluşan iç enerjidir. Adeta fiziksel egzersizle gelişen kaslar gibi, bu zorluklara karşı gösterilen çabayla da, içsel dünyamıza ait ruhsal enerjimiz gelişmektedir. Bir tek hareket bile boş ve anlamsız değildir.
Evrensel İşleyiş Mekanizmasında sayısız “Evrensel Yasa” var. Bu yasalar sadece kurallar, öneriler, ya da ahlaki düsturlar olmanın çok ötesinde, daha yüksek bir düzeni ifade eder. Bir yasanın geçerliliği ona olan inancınıza bağlı değildir. Siz inansanız da, inanmasanız da yerçekimi kanunu işler. Yüksek bir yerden atlarsanız düşersiniz. Henüz düşmeyen ve havada asılı kalan bir fiziksel olguya rastlanmadı. Günlük hayatımızda Evrensel Yasaların büyük kısmı ile karşılaşıyor ve bu işleyişe uygun olan veya olmayan kararlar alıyoruz. Bir yasanın gücüne ulaşmanın anahtarı, sadece o yasayı bilmekte değil, onu uygulamakta yatar. Eylemlerimiz, duygularımız, ya da bakış açımız değiştiğinde bu yasaları gerçekten uyguladığımızı söyleyebiliriz.
Örneğin “Esneklik Yasası” diyor ki; İtiliyorsanız çekin, çekiliyorsanız itin. Bazı ağaçlar gibi rüzgarla birlikte hareket edebiliyorsanız, yıllara meydan okursunuz. Ancak yine bazıları gibi rüzgarla savaşmaya çalışıyorsanız, kuvvetli bir fırtınada kırılır gidersiniz. Kendi hayatınız için en önemli yasaları keşfetmek için önce hayat yolunuzu berraklaştırmanız gerekir. Bunun dışında verdiğim tüm seminerlerde veya birebir yaptığımız sohbetlerde kişilere şunu ısrarla belirtiyorum. Siz değişmek istemiyorsanız kimse sizi zorla değiştiremez, ya da siz değişim için gayret göstermiyor ve bunu sizin yerinize yaşam koçlarınız yapsın istiyorsanız bu beyhudedir. Siz içtenlikle, saf bir iyi niyetle bu çalışmaları kabul etmiyorsanız, yapılan tüm spiritüel çalışmalar entelektüel çabanın üstüne çıkamaz, kitapların size katacağı zihinsel tatminden fazlasını size kazandıramazlar.
Her eylem öncesinde şimdi ne yapmalıyım diye anne-babanıza, öğretmeninize, hocanıza veya güvendiğiniz başka kişilere koşmak, birçok seminerde söylediğim hayatının direksiyonunu bir otorite simgesine teslim etmek demektir. O direksiyona geçmedikçe ve kendiniz için iyi-kötü, doğru-yanlış tüm kararların sorumluluğunu tek başınıza almadıkça, yaşam amacınızı keşfedemez, yaşam yolculuğunda başrole geçemezsiniz.
Sizlere yapılan herhangi bir yararlı rehberlik çalışması, ancak siz onu hatırladığınızda, ona en çok ihtiyaç duyduğunuz an doğal olarak kullandığınızda, yani eyleme geçtiğinizde değerini bulur.
Kartal ÖZAL,
PDR ve Davranış Bilimi Uzmanı
Şans: Rastlantıları düzenleyen ve insanlara iyi ve kötü durumları hazırladığına inanılan doğaüstü etken.
İşte bu tarifte geçen “doğaüstü etken” tanımlamasıyla şans kavramının içindeki görünmeyen prensipler ve ezoterik bilgiler derhal kendisini ön plana çıkarıyor. Şansın tesadüfle bir ilgisi yoktur. Şans denilen kavramın ardında rastgele oluşan ve bir takım insanları diğerlerine göre kayırıp onlara ayrıcalık tanıyan ve varlığın iradesini hiçe sayan bir olgu değil, varlığın geçmişte ve şimdide; kendi iradesiyle yaptığı fiillerin evrende işlemekte olan sebep-sonuç yasasına göre belirlenen sonuçların düzenlenmesi bulunur. Bu işleyişte Evrensel İşleyiş Mekanizması’nın gözeticiliği önemli bir fonksiyon görür. Evrensel İşleyiş Mekanizması’nın hiyerarşik yapısı içinde gerçekleştirilen bu fonksiyon sayesinde varlıkların kapasiteleri ve ihtiyaç durumları dikkate alınır. Varlıklara en uygun olacak biçimde yapılan bu düzenlemede en ufak bir haksızlık, aldatma, ya da ayrıcalık söz konusu değildir. Kişi her ne ile karşılaşıyorsa, o anda kendisine en uygun en gerekli olan odur. Bu nedenle insanların şanssızlıktan, talihsizlikten yakınmalarında hiçbir mantıklı dayanak bulunmamaktadır. Bu tür yakınmalar evren de işlemekte olan kozmik prensipleri ve ezoterik bilgileri bilmemekten kaynaklanmaktadır.
Kaldı ki, insanların yakındıkları bazı güç koşullarla karşılaşmaları, onların ruhsal gelişimlerinde son derece yararlı sonuçları beraberinde getirebilmektedir. Çünkü dünya üzerinde yaşanılan güç koşullar, ruhsal gelişim açısından hızlı adımların atılmasını kolaylaştırıcı etkenler içerir. Bu etkenler, karşılaşılan zorlukların üstesinden gelmek için gösterilen çaba ile birlikte oluşan iç enerjidir. Adeta fiziksel egzersizle gelişen kaslar gibi, bu zorluklara karşı gösterilen çabayla da, içsel dünyamıza ait ruhsal enerjimiz gelişmektedir. Bir tek hareket bile boş ve anlamsız değildir.
Evrensel İşleyiş Mekanizmasında sayısız “Evrensel Yasa” var. Bu yasalar sadece kurallar, öneriler, ya da ahlaki düsturlar olmanın çok ötesinde, daha yüksek bir düzeni ifade eder. Bir yasanın geçerliliği ona olan inancınıza bağlı değildir. Siz inansanız da, inanmasanız da yerçekimi kanunu işler. Yüksek bir yerden atlarsanız düşersiniz. Henüz düşmeyen ve havada asılı kalan bir fiziksel olguya rastlanmadı. Günlük hayatımızda Evrensel Yasaların büyük kısmı ile karşılaşıyor ve bu işleyişe uygun olan veya olmayan kararlar alıyoruz. Bir yasanın gücüne ulaşmanın anahtarı, sadece o yasayı bilmekte değil, onu uygulamakta yatar. Eylemlerimiz, duygularımız, ya da bakış açımız değiştiğinde bu yasaları gerçekten uyguladığımızı söyleyebiliriz.
Örneğin “Esneklik Yasası” diyor ki; İtiliyorsanız çekin, çekiliyorsanız itin. Bazı ağaçlar gibi rüzgarla birlikte hareket edebiliyorsanız, yıllara meydan okursunuz. Ancak yine bazıları gibi rüzgarla savaşmaya çalışıyorsanız, kuvvetli bir fırtınada kırılır gidersiniz. Kendi hayatınız için en önemli yasaları keşfetmek için önce hayat yolunuzu berraklaştırmanız gerekir. Bunun dışında verdiğim tüm seminerlerde veya birebir yaptığımız sohbetlerde kişilere şunu ısrarla belirtiyorum. Siz değişmek istemiyorsanız kimse sizi zorla değiştiremez, ya da siz değişim için gayret göstermiyor ve bunu sizin yerinize yaşam koçlarınız yapsın istiyorsanız bu beyhudedir. Siz içtenlikle, saf bir iyi niyetle bu çalışmaları kabul etmiyorsanız, yapılan tüm spiritüel çalışmalar entelektüel çabanın üstüne çıkamaz, kitapların size katacağı zihinsel tatminden fazlasını size kazandıramazlar.
Her eylem öncesinde şimdi ne yapmalıyım diye anne-babanıza, öğretmeninize, hocanıza veya güvendiğiniz başka kişilere koşmak, birçok seminerde söylediğim hayatının direksiyonunu bir otorite simgesine teslim etmek demektir. O direksiyona geçmedikçe ve kendiniz için iyi-kötü, doğru-yanlış tüm kararların sorumluluğunu tek başınıza almadıkça, yaşam amacınızı keşfedemez, yaşam yolculuğunda başrole geçemezsiniz.
Sizlere yapılan herhangi bir yararlı rehberlik çalışması, ancak siz onu hatırladığınızda, ona en çok ihtiyaç duyduğunuz an doğal olarak kullandığınızda, yani eyleme geçtiğinizde değerini bulur.
Kartal ÖZAL,
PDR ve Davranış Bilimi Uzmanı
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumunuz için teşekkürler!...